Yugoslavya ve Dersim göçmeni bir ailenin çocuğu olarak 12 Eylül darbesinden üç yıl sonra “Körler Ülkesi”nde (Kadıköy) dünyaya gözlerini açtı. 2005’te medreseden hallice olan Gazi Üniversitesi Endüstriyel Teknoloji Bölümü’nü bitirdi. Şimdilerde sürgün edildiği Sultanbeyli’de öğretmenlik yapıyor. Yapmaya direniyor belki de… Öğrencilerinin nerelisiniz sorusuna bazen Ermeni, Sırp, Japon, Nikaragualı, çoğu zaman da “Dünyalı” cevabını veriyor. Çünkü kendini her şeyden öte bir Dünya vatandaşı olarak görüyor. Hayatı doğup büyüdüğü mahallede, tıpkı çocukken olduğu gibi ev okul arasında geçip gidiyor. Kendisini kısıtlayan hiçbir şey olmamasına rağmen “beton çöplüğüm” dediği İstanbul’dan bir türlü kaçamıyor. Ama kaçma hayallerinde de vazgeçmiyor. Bir gün bunu başaracağına dair umudu tam. O gün gelene kadar da her fırsatta ebedi ormanların korumasındaki tepelerde pedal basmak en büyük keyfi olmaya devam edecek.